KUÇURADİ'NİN DEĞERLENDİRME'Sİ




               Yaşamımızdaki davranışlarımız, tutumlarımız ve kararlarımız, durumları veya olayları nasıl değerlendirdiğimize dayanır. Kararlarımız, yaşamımıza verdiğimiz yönü gösterir. Yönümüz ise kendimizi ve insanı nasıl değerlendirdiğimiz ile ilişkilidir. Bir bütün olarak var olmamızın temelinde değer anlayışımız, insan anlayışımız vardır. Her insan her olayı, durumu, farklı değerlendirebilir. Çünkü her insanın farklı olmasının yanında farklı değerlendirme biçimleri de söz konusudur. Kişi değerlendirmede bulunurken bunları bilmez, salt kendi değerlendirmesini tek ve biricik doğru olarak düşünür ve hatta eylemlerini de bu ölçüde gerçekleştirir ise o zaman yaşamında ve daha büyük pencereden bakarsak toplumda kimi çatışmalara neden olur.

         Değerlendirme yapmaksızın yol almak, yaşamak mümkün değildir. Yaşamın her anında, karşılaştığımız her durumda istemsizce değerlendirmede bulunuruz. "Kişi, karşılaştığı her şeyi şu ya da bu şekilde değerlendirmek zorundadır. Bu, insanın bir yapı özelliği, var olma şartıdır."

               3 tip değerlendirmeden söz edebiliriz:
                       - değerlendirilenin değerine uygun
                       - değerlendirilenin değerlendirenle özel ilişkisine göre
                       - gerçeklikteki değer yargılarına göre değerlendirme

Tüm bunlar birbirinden farklı değerlendirme biçimleridir. Ama bu demek değildir ki hepsi doğrudur. Doğru değerlendirme "değerlendirilenin değerine uygun" olan değerlendirmedir, değerlendirilen tüm dış etkenlerden, değerlendirenden, toplumdan, duygulardan, normlardan ayrı olarak değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. 

      Peki nedir bu çatışmalara neden olan ve doğru bir değerlendirme çeşiti olmayan değerlendirmeler?

           Değerlendirilenle değerlendirenin özel ilişkisinden kaynaklı olan değerlendirme bir çeşit değer atfetmedir. Bunu şu şekilde örneklendirebiliriz:

            Kardeşim kadar sevdiğim bir arkadaşım, pek de tanımadığım biri tarafından haksızlığa uğradı. Ben de bu olaydan sonra o pek de tanımadığım kişiye dair bir önyargı gelişti ve böylece olumsuz bir değere, öneme sahip oldu gözünde. Yani o kişi artık benim için değersiz oldu. Veya sevgilimle gittiğim ilk sinema, tiyatro, konser bileti kendi yapısı itibariyle değil de benim yani değerlendirenin ona karşı beslediği özel duygulardan dolayı değerli olması. 
       Baktığımızda bu iki değerlendirme örneği de değer atfetmedir. Buradan çıkarılacak kimi sonuçlar var. Örneğin değerin, değer atfetmenin sadece olumlu bir şey olmadığı, her değerlendirmenin doğru değerlendirme olmadığı gibi.

    Gerçeklikteki değer yargılarına göre değerlendirme yani değer biçme değerlendirme konusu edinilen şeyin kendi değerini göstermekten çok toplumda, dönemde geçerli olan ilke, kural, norm gibi ölçüler bakımından değerlendirilmesidir. Ama bu da doğru bir değerlendirme çeşiti değildir. Kabul görmüş kimi normlara, modalara göre yapılan yorumdur. Aslında değerlendirilenle yani nesneyle ilişkisizdir.

        Sözü geçen son iki değerlendirme tipleri değerlendirilenden çok değerlendireni ele verir.

    Yaşamımızı yanlış değerlendirmeler üzerinden sürdürürsek kimi çatışmalara sebep olabiliriz demiştik. Bugün ülke ve dünya sorunlarına baktığımızda da temel problemin bu olduğunu görüyoruz. Adalet, özgürlük gibi kavramlardan ne anladığımıza göre değişiyor her şey. Namustan ne anladığımıza göre değişiyor. Bu yüzden kavramları doğru anlamlandırmak, sorunların ardındaki problemi daha açık görmek gerekir. Bunun için de doğru değerlendirme, nesnesine uygun değerlendirme yapmak gerekir, işte o zaman çatışmalar daha kolay çözülecektir.










Yorumlar

  1. Merhaba, blogunuzu bayadır ihmal etmişsiniz...
    Eminim paylaşacak çok şey birikmiştir. Hadi gelin artık…

    YanıtlaSil

Yorum Gönder